Kadınların günlük yaşamlarında sıkça karşılaştıkları yorgunluk, saç dökülmesi ve çarpıntı gibi rahatsızlıklar genellikle yoğun tempoya veya strese atfedilmektedir. Ancak uzmanlar, bu belirtilerin önemli bir kısmının uzun süre boyunca fark edilmeden gelişen demir eksikliğinden kaynaklanabileceğini vurgulamaktadır.
Türkiye’de her üç kadından ikisi demir eksikliği ile mücadele ediyor. Bu durum yalnızca beslenme ile açıklanamaz. Adet döngüsü, gebelik ve emzirme süreçleri, hormonal değişiklikler ve emilim sorunları bir araya geldiğinde, kadınların enerji dengesi hızla bozulabilmektedir.
Uzmanlar, bu durumu kadınların yaşam kalitesini doğrudan etkileyen yaygın fakat sıklıkla göz ardı edilen bir sağlık problemi olarak tanımlamaktadır.
KADINLARDA DEMİR DEPOLARINI TÜKETEN FAKTÖRLER
Uzmanlara göre, demir eksikliğinin kadınlarda bu denli yaygın olmasının en önemli nedeni, kadın vücudunun biyolojik ritmidir. Adet döngüsü, gebelik, emzirme ve hormonal dalgalanmalar demir ihtiyacını sürekli artırmaktadır. Beslenme alışkanlıkları ve emilim bozuklukları da eklenince, kadınların demir depoları erkeklere göre çok daha hızlı bir şekilde azalır.
Uzmanların belirttiği başlıca nedenler şunlardır:
ADET DÖNGÜSÜ
Kadınlarda demir eksikliğinin en önemli nedenlerinden biri, adet dönemindeki kan kaybıdır. Her ay kaybedilen kanla birlikte demir depoları da azalır. Adetleri yoğun ve uzun süren kadınlarda bu kayıp daha belirgin hale gelir.
Jinekologlar bu durumu şu şekilde açıklamaktadır: “Bazı kadınlar bir ayda, bir erkeğin altı ayda kaybettiği kadar demiri kaybedebiliyor.”
GEBELİK VE EMZİRME
Hamilelikte bebeğin gelişimi, plasenta oluşumu ve annenin artan kan hacmi nedeniyle demir ihtiyacı önemli ölçüde artar. Doğum sonrası emzirme süreci de demir depolarını zorlar. Bu nedenle, hamilelik yaşayan kadınlarda demir eksikliği daha sık görülmektedir.
Uzmanlar, “Hamilelik sonrası saç dökülmesi, yorgunluk ve sinirlilik çoğu zaman sadece hormonal etkilerden kaynaklanmaz; altında ciddi bir demir eksikliği olabilir.” şeklinde uyarıda bulunmaktadır.
BESLENME ALIŞKANLIKLARI
Kadınların büyük bir kısmında günlük demir alımı, ihtiyaç seviyesinin altında kalmaktadır. Kırmızı etin az tüketilmesi ve bitkisel demirin vücutta daha zor emilmesi, günlük demir alımını yetersiz hale getirir. Çay ve kahvenin demir emilimini yüzde 60’a kadar azaltması bu durumu daha da zorlaştırmaktadır.
TİROİD VE HORMONAL DALGALANMALAR
Kadınlarda sık görülen tiroid problemleri demir metabolizmasını doğrudan etkileyebilir. Özellikle hipotiroidi yaşayan kadınlarda ferritin düzeyi sıkça düşmektedir. Bunun yanı sıra östrojen-progesteron dengesizliği, adet kanamalarını artırarak demir kaybını hızlandırabilir.
BAĞIRSAK EMİLİM BOZUKLUKLARI
Çölyak hastalığı, gastrit, Helicobacter pylori (H.pylori) enfeksiyonu ve mide asidi baskılayan ilaçlar gibi durumlar demir emilimini ciddi şekilde azaltabilmektedir. Bu nedenle bazı kadınlar iyi beslenmelerine rağmen demir seviyelerinin yükselmediğini belirtir.
Uzmanlar, “Her düşük demir durumu beslenme hatasından kaynaklanmaz; emilim sorunları da en az kayıp kadar önemlidir.” demektedir.
NORMAL SANILAN DEMİR EKSİKLİĞİ BELİRTİLERİ
Uzmanlara göre demir eksikliğinin geç fark edilmesinin en büyük nedeni, kadınların yaşadığı belirtileri günlük hayatın doğal bir parçası olarak algılamasıdır. Halsizliği kişilik özelliği, saç dökülmesini stres, çarpıntıyı ise kaygı olarak yorumlayan birçok kadın, demir eksikliğinin erken sinyallerini fark edememektedir.
Oysa uzmanlar, aşağıdaki belirtilerin demir düşüklüğünün en yaygın işaretleri arasında yer aldığını vurgulamaktadır:
- Sürekli yorgunluk ve çabuk tükenme
- Solukluk
- Unutkanlık ve odaklanma zorluğu
- Nefes nefese kalma
- Çarpıntı
- Tırnak kırılması
- Saç seyrelmesi
- Baş dönmesi
- Soğuk el ve ayaklar
- Sinirlilik
- Anksiyete benzeri duygular
Uzmanlar, bu belirtilerin sıkça yanlış yorumlandığını ve bu nedenle demir eksikliği tanısının gecikebildiğini ifade etmektedir.
DEMİR NORMAL OLSA DA YORGUNLUK GEÇMEYEBİLİR
Kan tahlilinde demir değerleri normal çıkabilir; ancak ferritin, yani demir depoları düşük olabilir. Ferritin değerinin 30’un altında olması, özellikle kadınlarda kronik yorgunluk ve saç dökülmesi ile ilişkilidir.
Uzmanlar bu durumu şöyle açıklıyor: “Ferritini 10–15 düzeyinde olan bir kadının kendini enerjik hissetmemesi son derece doğaldır; çünkü vücudun yakıtı yoktur.”
DEMİR EKSİKLİĞİNDE TEDAVİ SÜRECİ VE BESLENME
Demir eksikliği, basit bir kan testi ile tespit edilir ve tedavisi eksikliğin düzeyine göre planlanır. En sık uygulanan yöntem ağızdan demir takviyesidir. Emilimi artırmak için C vitamini ile birlikte alınması ve çay ile kahvenin öğünlerden ayrı tüketilmesi önerilmektedir. Çok düşük ferritin düzeylerinde veya ağızdan tedaviye yanıt alınamayan durumlarda, doktor kontrolünde damar yoluyla demir uygulanabilir.
Beslenme tedavinin yerini tutmaz; ancak süreci destekler. Uzmanlara göre demir eksikliği olanların, kırmızı et, karaciğer, yumurta, baklagiller, koyu yeşil sebzeler, kuru üzüm, kuru kayısı ve pekmez gibi demir açısından zengin besinleri diyetlerine dahil etmeleri faydalıdır. Çay, kahve ve süt ürünlerinin demir içeren öğünlerle birlikte tüketimi ise emilimi azaltabilir.
Uzmanların vurguladığı nokta net: “Demir eksikliği tedavi edilmediği sürece hiçbir diyet, vitamin ya da yaşam tarzı değişikliği kalıcı bir enerji sağlamaz.”




