1. Haberler
  2. MAGAZİN
  3. Yalnızlık Lüks Mü? Antalya’da Dost Arayışı

Yalnızlık Lüks Mü? Antalya’da Dost Arayışı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yaz ayları geldiğinde, Antalya’dan uzaklaşma ihtiyacı hissediyorum. Serin hava ve bol gıda cenneti olan yaylalarda bir süre mutlu oluyorum. Ancak zamanla bu durum değişiyor. “Yaylanın çimenine” türküleri bile bu duruma çare olmuyor. Sadece yazmak ve okumak, beni tatmin etmiyor; insan yüzü arayışım başlıyor. Biraz dedikodu, biraz doğa sohbeti derken zaman geçiyor. Gölhisar ilçesinde, on beş km ötede, benim gibi sıkılanların bir araya geldiği bir grup var. Yıllardır parkta toplanarak sohbet ediyorlar. Geçtiğimiz yıllarda birkaç kez katıldığım bu etkinliklere, bu yıl her Perşembe katılmaya başladım. Katılımcıların çoğu eğitimcilerden oluşuyor.

İlk dikkatimi çeken, bazı katılımcıların eski bilgilerini henüz güncelleyememiş olmalarıydı. Kendini yenilemek gerçekten çok önemli. Eski düşüncelere sıkı sıkıya bağlı kalanlar, yeniliklere kapalı olanlar ve yeni fikirleri kabul edemeyenler dikkatimi çekti. Ak saçlı gençlerle sohbet ederken, gençliğimi hatırladım. O zamanlar her şeyi en iyi bildiğimi sanıyordum; fakat zamanla aslında hiçbir şey bilmediğimi anladım. Sık sık, o acemi günlerimde bana nasıl sabrettiklerini düşündüm.

Park sohbetlerine katılanlar son derece nazik ve insancıl. Onların söylediklerine itiraz etmediğiniz sürece, eleştiri konusu biraz sıkıntılı olabiliyor. Eski alışkanlıklarımızdan biri, söz almayı çok sevmek. Kırk yıl önce düşündüklerimizi savunmak, ne kadar doğru? Bu durum bizi ne hale getiriyor, farkında bile değiliz. “Düşman olduklarımız, hikâyesini bilmediklerimizdir,” sözü aklıma geliyor. Oturduğumuz yerden ahkâm kesmek ne kadar doğru?

Geçtiğimiz yıllarda yazar Hasan ve Leyla Kıyafet, Çavdır’da yaz dönemini geçirmişlerdi. O günlerde ne güzel söyleşiler yapıyorduk. Hasan Abi sık sık, “Acıktım, bir İstanbul’a gitsem iyi olacak,” derdi. Gerçekten de acıkınca gideceğin bir yer olması harika. Ben de acıkınca Antalya’ya dönüyorum. Duygudaşlık ve düşün dostluğu, hayatı anlamlı kılan unsurlar. Antalya’ya gelince hemen dostlarıma koşuyorum. Sohbet ediyor, dinliyor ve yine konuşuyorum.

Bazen dostlarım bana geliyor, bu durum daha da keyifli hale geliyor. İnsan için en büyük ceza, anlaşılmadığı bir ortamda yaşamaktır. Şaka yapsan bile, bazıları küsebilir. Yaylanın güzelliği, çiçekler ve serin hava bir yere kadar; ama acıkınca insanın canı sıkılıyor. Kendimi oyalayabildiğimi sanıyordum ama yalnızlık üzerine konuşanlara, yalnızlığın bir lüks olduğunu söylerdim. Evet, yalnızlık lüks ama duygudaşların varsa anlam kazanıyor. Ne kadar kitap okursan oku, paylaşacak birini bulamazsan okuduklarını bile unutursun. Bu yazı, aslında düşündüğüm konu değildi ama bilgisayarın başına oturduğumda kelimeler beni başka bir yöne çekti.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Antalya Haberim ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin
KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.