Avrupa havacılık sektörü, pandemi sonrası dönemde global rekabet gücünü kaybetmeye devam ediyor. Air France ve Lufthansa, uzun menzilli uçuşlarda kapasite artışına gitse de genel büyüme ivmesini sürdüremedi. Buna karşın, Türk Hava Yolları (THY), Körfez merkezli rakipleriyle birlikte dikkat çekici bir gelişim göstererek Avrupa’nın kaybettiği yolcu trafiğini kendi merkezine çekmeyi başardı.
AVRUPA GERİLİYOR, TÜRKİYE YÜKSELİYOR
Avrupa merkezli havayolları, pandemi sonrası artan maliyetler ve düzenleyici baskılarla zor bir dönemden geçiyor. Air France, uçuş kapasitesini yüzde 14, Lufthansa ise yüzde 16 artırmasına rağmen British Airways yüzde 1 oranında daralma yaşadı. Türk Hava Yolları, bu dönemde yüzde 651 büyüme kaydederken, Qatar Airways yüzde 914, Emirates ise yüzde 357 oranında büyüme gerçekleştirdi.
AVRUPA’NIN KAYBI, THY’NİN KAZANCI
Uzmanlar, bu farklılığın ana nedenini Avrupa dışındaki havayolu taşıyıcılarının devlet destekleri ve stratejik merkezleri sayesinde daha esnek bir şekilde büyüyebilme yetenekleri olarak değerlendiriyor. Avrupa’daki yüksek vergiler ve çevre düzenlemeleri, kıta havayollarının rekabette zayıflamasına yol açarken, İstanbul Havalimanı gibi modern merkezler THY’ye önemli avantajlar sunuyor.
“ADİL REKABET” ÇAĞRISI
Geçtiğimiz ay Air France ve Lufthansa yöneticileri, “adil rekabet koşulları” oluşturulması gerektiğini vurguladı. Ancak Avrupa merkezli havayolları, hâlâ sınırlı teşvikler ve yüksek maliyet baskıları ile mücadele etmekte. Buna karşılık, THY ve Körfez havayolları, güçlü filo büyümesi ve genişletilen rotaları sayesinde küresel hava trafiğinin yeni merkezleri haline geliyor.
THY KÜRESEL SAHNEDE GÜÇLENİYOR
Türk Hava Yolları’nın yükselişi, yalnızca Avrupa içi rekabetle sınırlı kalmayıp, Asya ve Amerika hatlarında da etkisini hissettiriyor. Havayolu, hem aktarma yolcu sayısını hem de uzun menzilli uçuş kapasitesini hızla artırarak Türkiye’nin adını küresel havacılık sahnesinde daha üst sıralara taşımakta.




