Doğumsal kalp hastalıkları, her 100 bebekten birinde görülen önemli bir sağlık sorunudur.
Bu hastalığın tanısı, anne karnında gerçekleştirilen detaylı ultrasonografi ve ekokardiografi sayesinde konulabilmektedir.
Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Şaşmazel, doğumsal kalp hastalıklarıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Şaşmazel, erken tanının önemine vurgu yaparak, doğum öncesi planlamalarla ilgili tüm ekiplerin hazır hale getirildiğini ifade etti.
Özellikle prematüre doğan bebeklerin organ gelişimlerinin tamamlanmamış olmasının, yeni doğan yoğun bakım, çocuk kardiyolojisi ve kalp cerrahisi ekiplerinin uyumlu bir şekilde çalışmasını gerektirdiğini belirtti.
MÜDAHALE BAŞARIYI GETİRİYOR
Doğumsal kalp hastalıklarının doğum öncesi dönemde tanınabileceğini belirten Prof. Dr. Şaşmazel, “Detaylı ultrasonografi ve ekokardiografi ile yapılan kontrollerde kalpteki defekt ve patolojilerin tespit edilmesi mümkün. Doğum öncesi tanı, doğumun planlı bir şekilde gerçekleştirilmesine ve sonrasında müdahalelerin başarıyla yapılmasına olanak tanıyor.” şeklinde konuştu.
PREMATÜRE BEBEKLERDE ÖZEL YAKLAŞIM ŞART
Dr. Şaşmazel, 36 haftanın altında doğan bebeklerde anne karnındaki dolaşımın bazı durumlarda ilaçlarla sürdürülebileceğini ifade etti. Bu süreçte bebeklerin akciğer damarına konan bir bantla büyütüldüğünü ve belli bir kiloya ulaştıklarında ameliyatlarının planlandığını söyledi.
Tam zamanında doğan ve yeterli kiloya sahip olan bebeklerde ise genellikle ameliyatların ilk hafta içinde gerçekleştirildiğini belirten Prof. Dr. Şaşmazel, “Kalbin her iki tarafının geliştiği durumlarda erken cerrahi müdahaleler yapılabilirken, kalbin tek tarafının gelişmediği hallerde farklı ameliyat planlamaları uygulanmaktadır.” dedi.
BAŞARI İÇİN EKİP RUHU ŞART
Doğumsal kalp hastalıklarının tedavisinde başarı için ekip çalışmasının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Şaşmazel, “Kadın doğum uzmanı, çocuk kardiyoloğu, çocuk kalp cerrahı ve yeni doğan uzmanlarının aynı hedefe odaklanması gerekmektedir. Her aşamanın koordineli bir şekilde yürütülmesi, tanıdan tedaviye kadar sürecin başarısını etkileyen kritik bir faktördür.” ifadelerini kullandı.
