Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ün liderliğinde, Odanın 30. Grup (İnşaat Faaliyetleri) Meslek Komitesi koordinasyonunda, inşaat sektörünün 2025 yılı değerlendirmesi ve 2026 yılı beklentilerinin ele alındığı Genişletilmiş Meslek Komitesi Toplantısı yapıldı.

KATILIM YOĞUN OLDU

Toplantı, ATSO Hizmet Binası’nda gerçekleştirildi. 24. Grup (Elektrik Enerjisi Üretim, Dağıtım ve İlgili Hizmet Faaliyetleri), 30. Grup (İnşaat Faaliyetleri), 31. Grup (İnşaat Malzemeleri), 41. Grup (Gayrimenkul Faaliyetleri), 43. Grup (Mimarlık Faaliyetleri) ve 44. Grup (Mühendislik) Meslek Komitesi Meclis Üyeleri, Komite Başkanları ve Üyeleri katılım gösterdi. Ayrıca, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Başdanışmanı Dr. Cem Oğuz, TMMOB’a bağlı odaların temsilcileri; İnşaat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Soner Akdoğan, Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Engin Kepenek, Peyzaj Mimarları Odası Antalya Şube Başkanı Gülsüm Kıldan, Jeoloji Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Mustafa Karancı ile yerel yönetim ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de toplantıda yer aldı.

“RİSKLER VE FIRSATLAR ORTAK AKILLA ELE ALINMALI”

Toplantının açılışında konuşan ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk, inşaat sektörünün ülke ekonomisi ve Antalya için taşıdığı stratejik öneme vurgu yaptı. Öztürk, “Bugün burada, inşaat sektörünün 2025 yılı genel değerlendirmesini yapmak ve 2026 yılına ilişkin beklentileri, riskleri ve fırsatları ortak akılla ele almak üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz” dedi. İnşaat sektörünün ekonomik büyüme, istihdam, şehirleşme vizyonu ve yaşam kalitesi üzerindeki etkilerini de belirtti. Antalya’da sektörün kentsel dönüşümden turizm yatırımlarına, yabancı sermayeden yerel istihdama kadar geniş bir yelpazede belirleyici bir rol üstlendiğini ifade etti.

YATIRIM HAREKETLERİ DEĞERLENDİRİLDİ

Öztürk, toplantıda sektörün iki ana eksen üzerinden değerlendirileceğini belirtti: “Birinci eksenimiz ticari boyut. Piyasa koşulları, finansmana erişim, maliyet yapıları, arz-talep dengesi ve yabancı yatırım hareketlerini değerlendireceğiz. İkinci eksenimiz ise yapım aşaması, teknik, uygulama ve mevzuat boyutu. Uygulama süreçleri, yapı güvenliği, mevzuatın sektöre etkisi ve geleceğin teknolojilerini konuşacağız” dedi.

SEKTÖRDE DURAĞANLIK YAŞANIYOR

Nüfus artışı, göç ve sosyal nedenlerle inşaat sektörüne olan talebin devam edeceğini belirten Öztürk, “Yüksek faiz oranları nedeniyle konut fiyatlarında geçici bir durağanlık yaşanıyor. Ancak faizlerin düşmesiyle birlikte konut fiyatlarının yeniden artmasını bekliyoruz. Bu nedenle mevcut dönem, gayrimenkul alımı için doğru bir zaman olarak değerlendirilebilir” şeklinde konuştu. İnşaat maliyetlerindeki artışa da dikkat çeken Öztürk, enflasyon ve deprem bölgesindeki yoğun inşaat faaliyetlerinin maliyetleri yukarı çektiğini, özellikle işçilik maliyetlerinde önemli artışlar yaşandığını ve ustalar ile ara eleman bulma konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu ifade etti.

Kur seviyelerinin düşük seyretmesinin yabancıya satışları olumsuz etkilediğini vurgulayan Öztürk, “Yabancıya satışta vatandaşlık ve oturum kriterlerinin, inşaat yatırımları devam ederken değiştirilmesi sektörümüzü olumsuz etkiliyor. Bu kriterlerin bölgesel ve önceden planlı şekilde belirlenmesi büyük önem taşıyor” dedi.

ALTINTAŞ’A DİKKAT ÇEKTİ

Altyapı konusuna dikkat çeken Öztürk, imara açılacak bölgelerde altyapının önceden tamamlanmasının yasal bir zorunluluk haline getirilmesi gerektiğini belirtti. Altyapı yatırımlarının yüksek maliyetli olduğunu ifade eden Öztürk, bu konuda yapılacak düzenlemelerin sektör için kalıcı ve doğru bir adım olacağını dile getirdi. Altıntaş bölgesindeki hızlı gelişime de dikkat çeken Öztürk, güçlü ve deneyimli firmalar sayesinde sürecin başarılı bir şekilde ilerlediğini ancak Büyükşehir Belediyesi, ASAT ve elektrik altyapısı çalışmalarında zaman zaman gecikmeler yaşandığını belirtti.

SEKTÖRDEKİ BASKILAR KONUŞULDU

2025 yılının ilk 11 ayında ülke genelinde yaklaşık 1 milyon 450 bin gayrimenkul satışı gerçekleştiğini aktaran Öztürk, bu satışların üçte birinin birinci el, üçte ikisinin ise ikinci el olduğunu ifade etti. Önceki yıllarda bu dengenin daha eşit olduğunu hatırlatan Öztürk, mevcut tablonun sektör açısından dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Konuşmasının sonunda sektörün temel sorunlarını sıralayan Öztürk, kat karşılığı inşaatlarda arsa paylarının yüksekliği, usta ve ara eleman eksikliği, faiz-kur dengesi, kamuda iş süreçlerinin yavaşlaması ve yabancıya gayrimenkul satışındaki belirsizliklerin sektör üzerinde baskı oluşturduğunu belirtti. Bu sorunların ortak akılla ele alınması gerektiğini ifade etti.