Her yaş grubunu etkileyen bir sorun…
Her yıl binlerce bireyin hayatını olumsuz etkileyen inme, artık yalnızca yaşlıların değil, gençlerin de karşılaştığı önemli bir sağlık tehlikesi haline geldi.
UZMAN GÖRÜŞÜ
Dünya İnme Günü vesilesiyle inmeyi tüm boyutlarıyla ele alan Medipol Mega Üniversite Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Elmir Khanmammadov, “İnmenin önlenebilir bir hastalık olduğunu unutmamak gerekir. Sağlıklı yaşam alışkanlıkları ile risk faktörleri büyük ölçüde azaltılabilir” şeklinde konuştu.
TIKANMA VEYA KANAMA NEDENİYLE ORTAYA ÇIKIYOR
İnmenin iki ana türü olduğunu belirten Dr. Khanmammadov, “Beyin damarlarının tıkanması sonucunda meydana gelen inmeler tıkayıcı inme, damarların yırtılması sonucu gelişenler ise kanamalı inme olarak adlandırılır. Her iki durumda da beyin dokusu oksijen yetersizliği yaşar ve geri dönüşü olmayan hasarlar meydana gelebilir” dedi.
Ani konuşma ve görme problemleri
İnmenin belirtilerine dikkat çeken Dr. Khanmammadov, “Ani konuşma bozuklukları, görme kaybı, kol veya bacakta güçsüzlük, baş dönmesi ve bilinç bulanıklığı en önemli uyarıcı işaretleridir. Bu tür belirtiler ortaya çıktığında vakit kaybetmeden acil servise başvurulmalıdır” uyarısında bulundu.
Erken müdahalenin kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Dr. Khanmammadov, “İnme hastaları ilk 24 saat içinde uygun sağlık kuruluşuna ulaştırıldığında, damar tıkanıklığına neden olan pıhtı ya ilaçla eritilebilir ya da anjiyo yöntemiyle mekanik olarak çıkarılabilir. Bu tür erken müdahaleler, hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde artırır” ifadelerini kullandı.
“HAREKET EDİN, SİGARADAN KAÇININ”
İnmeden korunmanın temel yollarına da değinen Dr. Khanmammadov, şu önerilerde bulundu:
Sigara içmemek, fazla kilolardan kurtulmak, hareketsiz yaşam tarzından uzak durmak, hipertansiyon, diyabet ve yüksek kolesterol gibi hastalıkları kontrol altında tutmak gereklidir. Bu önlemlerle inme riski büyük oranda azaltılabilir. İnme belirtilerini tanımak ve zamanında müdahale etmek de son derece önemlidir. Dünya İnme Günü’nde toplumun bu konuda bilinçlenmesi, hem erken tanı hem de önleme açısından büyük bir fark yaratacaktır.
