Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin izlerini taşıyan Kaleiçi, 1972 yılında SİT alanı olarak ilan edildi. Ancak, bu tarihi bölgedeki zemine yerleştirilen ve yaklaşık 10 santimetre yüksekliğinde kalan dubalar, hem yerli hem de yabancı turistler için ciddi bir tehlike oluşturuyor. Her yıl milyonlarca turisti ağırlayan Kaleiçi’nin dar sokaklarında yürüyen pek çok kişi, bu dubalar nedeniyle düşme tehlikesi yaşıyor veya düşüyor.

TURİSTLERİ CANINDAN BEZDİRDİ

Kaleiçi’nin birçok sokağında yer alan bu dubaların gelişi güzel yerleştirilmesi, vatandaşların tepkisini topluyor. Tarihi dokusu, taş yapıları ve ahşap konaklarıyla Antalya turizminin merkezine dönüşen Kaleiçi’nde, özellikle akşam saatlerinde dubalar fark edilmiyor. Bölge esnafı, “Turistler sık sık tökezliyor ve bazen düşüyor. Bu durum hem tehlikeli hem de Antalya’ya yakışmıyor. Her gün birkaç kişi bu dubalar yüzünden düşme tehlikesi yaşıyor.” diyerek yetkililere dubaların kaldırılması için çağrıda bulundu.

SİT ALANI İLAN EDİLDİ

Antalya Körfez Gazetesi muhabiri Ertuğrul Gün’ün bildirdiğine göre; Kaleiçi, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinin ortak mirası olan surlarla çevrili bir alan olarak 1972 yılında SİT alanı olarak tescillendi. 1984 yılında “Altın Elma Turizm Ödülü”ne layık görülen bu bölge, günümüzde otel, restoran ve eğlence mekanlarıyla kentin en önemli turizm merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Kaleiçi Üst Çekim

BAŞKENTLİK YAPTI

Tarihçi Çağrı Yılmaz, Kaleiçi’nin tarihi ve mimari önemine vurgu yaparak, “Burası medeniyetlere başkentlik yapmış bir bölge. Yıkılmış olsa da, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait izler taşıyan surlarıyla önemli bir tarihi dokusu var. 3000’e yakın kiremit çatılı ev, Antalya’nın geçmişini ve yaşam kültürünü yansıtıyor. Bu mirasın korunması, kentin kimliğini gelecek nesillere aktarmak için büyük önem taşıyor.” şeklinde konuştu.

Kaleiçi Duba (2)